[chatbot]
top of page

HPV VE GENİTAL SİĞİLLER

 

 

HPV İLİŞKİLİ HASTALIKLAR:

  1. Anogenital veya oral siğiller: Cinsel bölgeler ( penis, sktotum, kasıklar, vajina etrafı ve anal bölge) ve oral bölgede (ağız içi, dudak, dil)  kondilom adı verilen siğil oluşumları

  2. Displazik Değişiklikler: Başta serviks olmak üzere organlarda bazı hücresel değişiklikler. Bu dispazi ne kadar şiddetli ise ileri de kanser gelişim riski o kadar yüksek olmaktadır.

  3. Kanserler: Serviks, Anüs, Vajina, Penis, Boğaz kanserleri

  4. Yenidoğan bebeklerde solunum yolları papillomatozisleri: Nadiren genital bölgede siğili olan bir kadın normal yoldan doğum yaparken bebeğe de HPV bulaşabilmektedir. HPV çoğu kez solunum yolarına bulaşır ve o bebekte solunum sıkıntılarına sebep olabilmektedir. Bu nedenle aktif siğili olan hamile kadınlara özellikle sezeryen ile doğum yaptırılır.

HPV YAYGINLIĞI VE BULAŞTIKTAN SONRAKİ KULUÇKA SÜRESİ:

Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre dünyadaki insanların %50-80’i bir gün bir şekilde HPV denilen mikroorganizma ile mutlaka karşılaşacaktır. Amerika verilerine baktığımız zaman ise her yıl 5,5 milyon insan HPV ile enfekte olmaktadır. Bu veriler gösteriyor ki HPV cinsel yolla en sık geçen hastalıkların etkenidir. HPV kesin olarak kana geçmez ve kanda dolaşmaz. Dolayısı ile vücutta yarattığı etki-tepki olayı son derece yavaştır. Enkübayon sürecii adını verdiğimiz kuluçka süresi de bu nedenle görece uzun kalmaktadır. Genel olarak enkübasyon süresi 3 hafta ila 8 ay arasında (ortalama ise 2-3 ay diyelim) sürebilir. Yani bu durum şu anlama gelir. Bir cinsel ilişki ile bir kişi HPV kapmış ise siğil olarak kendini göstermesi 8 aya kadar uzayabilmektedir.

HER HPV BULAŞANDA SİĞİL GELİŞİR Mİ?

HPV çok yaygın bir virüstür. Bulaştıktan sonra herkeste siğil çıkacak diye bir kural yoktur. Çoğu kez vücut savunma mekanizmaları HPV virüslerini alt ederek vücuttan kovar. Bu kişinin immünite adını verdiğimiz bağışıklık sistemi ile ilgili bir durumdur. Bu sistemin gücünü o an için test etmenin bir yolu yöntemi yoktur. Dolayısı ile “ben çok sağlıklı bir insanım” demek kişiyi o virüse karşı korumamaktadır. Kimde siğil çıkacağını kimde çıkmayacağını asla bilemeyiz. Ama şu da bir gerçektir vücudumuz HPV’ ye karşı hiç de savunmasız değildir. Hatta siğil çıkmış olsa dahi bir süre sonra kendiliğinden de bu siğilin geçmesi de mümkündür. Bu noktada o siğili koparmak kesmek ya da epilasyon yapmak çok büyük hata olacaktır. Böylelikle kendi kendine geçecek olan bir siğili kendi elimizle dağıtmış çoğaltmış oluyoruz.

GENİTAL SİĞİL İYİLEŞTİKTEN SONRA HPV VÜCUTTAN NE ZAMAN SİLİNİR?

Doğru ve ısrarlı bir tedavi ile tüm genital siğiller tedavi edilmelidir. Bu özellikle bulaştırıcılığı asgariye indirmek için şarttır. Sonrasında 1 yıl içinde HPV vücuttan %75 olasılıkla tamamen silinir.  2 yılda da %90 üzerinde tamamen silinebildiği gösterilmiştir. Bu zaman zarfında kısmen de olsa siğil olmasa bile bulaştırıcılık devam etmektedir. Bu arada korunma yöntemlerine olabildiğince özen gösterilmelidir. Biz tedavi sonrası eşlere en az 6 ay boyunca prezervatifle korunmalarını tavsiye ediyoruz.

TÜRKİYE’DE GENİTAL SİĞİL YAYGINLIĞI:

Ülkemizde maalesef çok sağlıklı veriler yoktur. ABD’de 18-56 yaş arasındaki %5,6 insanda genital siğil ve yılda 250.000 yeni vaka bildirilmektedir. Ülkemizde ise en ciddi çalışma 2011 yılında jinekoloji polikliniğine bir sebepten başvuran kadınlar arasında ve KETEM verilerine dayanılarak yapılmıştır. Bu çalışma hemen her ilimizdeki toplam 4 milyon kadını kapsar. Buna göre ülkemiz için nüfusa göre toplam prevelansı yani görülme sıklığı 100.000 insanda 154 saptanmıştır.  Bu genel olarak bakıldığında batı verilerinin biraz altındadır. Ama detaylı incelendiğinde sonuçlar 2011 için bile oldukça korkunçtur. Aynı sıklık örneğin Kırşehir için 100.000’de 3054, Kütahya için 1639 bulunmuştur. Yani virüs sadece İstanbul Ankara İzmir Antalya değil Orta ve iç Ege bölgelerimizde de oldukça yaygındır. Bu araştırma yalnızca kadınlar arasındadır Türk erkeklerinin mevcut durumu ise hala bilinmemektedir. Ama oldukça yaygın olduğuna da şüphe yoktur.

SİĞİL TANISI NASIL KONULUR?

Siğil tanısı klinisyen tarafından genital siğilin yani kondilomun görülmesi ile konulur. Nadiren biyopsi gerektirir. Özellikle AIDS’li hastalarda siğiller kanamalı ve daha farklı biçimlerde gözlenebildiği için eksizyonel biyopsi gerebilmektedir. Siğilin tanı aşamasında Çok küçük siğilleri açığa çıkarabilmek için deriye %3-5’lik asetik asit uygulanabilir. Asetik asit siğilleri beyazlaştırarak görünür hale getirmektedir. Dolayısı ile tanı daha kolay konulmaktadır.

ERKEKLERDE HPV TARAMASI:

Rutin olarak erkeklere HPV taraması yapılması önerilmemektedir. Taşıyıcılık var mı yok mu diye bazen üretra ağzından (Penisin en uç delik kısmı), anal bölgeden, penis ve skrotum derisinden sürüntü örnekleri alınabilmektedir. Ayrıca semende de virüs araştırılabilir. Ama tüm taramalarda virüs saptanmaması kişinin mutlak temiz olduğu anlamına gelmez. Yalancı negatiflik dediğimiz durum oldukça yüksektir.

ÜRETRADA SİĞİL:

Üretra adını verdiğimiz idrar çıkış deliğinin içinde de genital siğiller yer alabilmektedir. Hatta immunsuprese yani bağışıklık sistemi çok zayıf kişilerde siğiller mesane içinde kadar yürüyebilmektedir. Genel olarak tedavisi kolaydır ancak daralma olmaması için laser veya kriyo tekniğini kullanmak daha doğrudur.

ANAL SİĞİLLER:

Anüs ve çevresinde de sıklıkla genital siğiller yer alabilmektedir. Öncelikle şunu belirtelim bir erkekte anal siğil olması o kişinin homoseksüel olduğu anlamına gelmez. Ya da bir kadında anal siğil çıkması o kadının anal seks yaptığı anlamına da gelmez. HPV ’ler anal bölge mukozasına yerleşmeye çok yatkındırlar. Tedavisi diğer siğillerden çok farklı değildir. Ancak tanı aşamasında smear alınması ve tip tayini yapılması tavsiye edilmektedir.

ORAL SİĞİLLER:

Genital bölge dışında HPV ‘nin en sevdiği yerleşim alanı kuşkusuz ağız içi bölgedir. Ağız içi mukoza yapılarında (yanak iç bölgesi dil dudaklar) siğil oluşumları görebilmekteyiz. Virüs ağızdaki herhangi bir aft ya da yaradan giriş yapabilmektedir. Aslında ağız mukozası çok hızlı dökülüp yenilendiği için genital bölgeye göre oral siğiller çok daha nadir görülmektedir. Onkojenik yüksek riskli tipler ise daha ileriye boğaza doğru ilerleyiş gösterirler ve buralarda kötü hücresel değişiklikleri başlatabilirler.

HPV SEMENDE (SPERMLERDE) BULUNABİLİR Mİ?

Evet bulunabilir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda HPV’nin sperm hücrelerini de enfekte ettiği gösterilmiştir. Bu durumda sperm kalitesi düşebilir. Hatta sperm yumurtayı döllese bile embriyonun erkenden ölümüne de sebep olabilmektedir. Özetle henüz çok net değildir ama HPV erkek veya kadın kısırlığının (infertilite) bir nedeni olabileceği düşünülmektedir.

AYNI KİŞİDE BİRDEN FAZLA TİP OLABİLİR Mİ?

Elbette olabilir. Hatta bu oran bir çalışmaya göre %45’lerdedir. Hatta aynı kişide 2 farklı yüksek riskli tipin aynı anda bulunma olasılığı %12,5 bulunmuştur. Dolayısıyla bir kişide örneğin birkaç adet birbirinden farklı düşük ve yüksek riskli HPV tipleri aynı anda bulunabilmektedir. Bu durumda siğil veya kansere dönüşüm gösteren şiddetli displazik değişiklikler aynı kişide aynı anda olabilmektedir. Ya da siğillere birden farklı HPV tipleri sebep olmuş da olabilir.

bottom of page