[chatbot]
top of page

HPV’NİN NEDEN OLABİLDİĞİ KANSERLER

HPV’yi bu kadar meşhur! eden konu elbette serviks yani rahim ağzı kanserine sebebiyet verebilmesidir. Serviks kanseri kadınlar arasında meme kanserinden sonra ikinci en yaygın kanser türüdür. Yine kadınlar arasındaki kanserden ölüm sıralamasında dördüncü sırada yer alır. Dünyada her yıl yaklaşık 270.000 kadının serviks kanserinden öldüğü düşünülmektedir. Yani daha kolay anlaşılması için her iki dakika bir kadın serviks kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir de denilebilir. Dramatik olan ise bu ölümlerin %90’ı önlenebilir durumdadır. Zaten bütün kavgada buradan çıkmaktadır. HPV kadın hayatını tehdit eden en önemli sosyoekonomik sosyokültürel toplumsal sinsi tehlikedir.

Serviks kanserinin %75’inden tip 16 ve 18 adlı HPV çeşitleri sorumludur. Diğer daha az gördüğümüz tipler ise 31, 33,45, 52 ve 58’dir ki tüm bunlar toplamda serviks kanserlerinin %90’ından fazlası eder. . Güzel olan gelişme ise tüm bu tiplere karşı tek bir aşı geliştirilmiş durumdadır.

Şunu da belirtmek lazım çünkü çok önemli bir konu. En tehlikeli tipler bile bir kadında saptanmış olsa bile o kadın mutlaka kanser olacak diye bir kural asla yoktur. Hatta böyle kadınların ancak %1-2’sinde serviks kanseri gelişmektedir. Tek bir kadın olarak olaya bakarsak risk biraz düşükmüş gibi görülebilir. Ancak koca ülkeyi düşündüğünüz zaman ortaya büyük bir sayı çıkar. Peki geri kalanlar ne olur? Displazi geliştirseler bile tedavili veya tedavisiz hastalık ilerlemez aksine iyileşmektedir.

Bir kadın hemen kısa bir süre sonra da serviks  kanser olmaz. Yüksek riskli onkojenik bir HPV tipi bir kadına bulaştıktan 10 ila 20 yıl içinde kanser gelişmektedir. Bu süre tedavi olmak için elbette yeterli bir süredir. Ancak ihmal edildiğinde de örneğin 20 yaşında bir virüsle karşılaşan kadın 35 yaşında ilerlemiş bir kanserle yüz yüze kalabileceği akıldan çıkarılmamalıdır.

Serviks kanserleri belli aşamaların ardından ortaya çıkmaktadır. Öncelikle düş ük dereceli sonra yüksek dereceli adı verilen displazik hücresel değişimlerin ardından kanser hücreleri kendini göstermektedir. Bu değişimler ilerleyici olabildiği gibi geri dönüşümlü biçimde gerileyici de olabilmektedir. LSIL düşük dereceli displazik değişikliklerin HSIL ise yüksek dereceli dispazik değişikliklerin kısaltılmış halleridir. Bu konuyla ilgili okuyacağınız pek çok yayında bu kısaltmalara sıklıkla rastlarsınız.

SERVİKS KANSERİNDE TARAMA:

Cinsel yaşamın başlamasından 3 yıl sonra tüm kadınlarda tarama yapılması tıbben şarttır. 30 yaşından sonra 3 yılda bir kez Pap Smear 5 yılda bir kez de hem Pap Smear hem HPV DNA araştırılması aynı anda önerilmektedir. Pap Smear kolay ve ucuz bir tarama yöntemidir. Serviks ağzından bir fırçalı çubuk yardımı ile sürüntü örneği alınır. Bu fırçaya dökülen hücreler mikroskopta incelenir. Hücresel değişiklik var mı yok mu rapor edilir. Basit bir analiz olduğu için de yalancı negatif çıkma olasılığı her zaman vardır. HPV DNA analizi ise daha pahalı daha kesin ve daha teknik bir yöntemdir. PCR tekniği ile HPV DNA’sı araştırılır varsa da hangi tip olduğu tayin edilir.

Eğer tarama normal çıkmaz ise aşağıdaki 4 dört durumdan birisi smear örneğinde rapor edilebilmektedir.

ASCUS ( atypical squamous cells of undetermined significance); yani Türkçesi ne olduğuna karar verilemeyen bir durumdur. Patolog bir şeyler görmüştür ama ne anlama geldiğini yorumlayamamıştır. Çoğuz kez takip gerektiren bir durumdur.

LSIL (low grade squamous intraepithelial lesion) düşük dereceli yani hafif şiddette displazi demektir. Sonrasında kolposkopik biyopsi yapılır. Çıkan patoloji sonucuna göre de tedavi uygulanır.

HSIL (high grade squamous intraepithelial lesion): yüksek dereceli yani çok şiddetli displazi demektir. Hemen kolposkopik biyopsi uygulanmalıdır. Çünkü alınacak biyopside %1-2 oranında invaziv serviks kanseri saptanma riskli bulunmaktadır.

ASC-H (atypical squamus cells-cannot exclude high grade squamous intraepithelial lesion); yine cddi bir olduğu anlamına gelir Hemen kolposkopik biyopsi alınmalıdır %2,6 serviks Ca saptama riski söz konusudur.

YÜKSEK GRADELİ SERVİKS DİSPLAZİLERİNİN TEDAVİSİ:

Yüksek gradeli displazilerde koterizasyon, laser ablasyon,leep ve konizasyon gibi tedavi seçenekleri söz konusudur. Eğer çocuk isteği yoksa veya kadın menapozal dönemde ise histerektomi yani rahimin tümden alınması da söz konusu olabilmektedir.

 

PENİS KANSERİ:

HPV nasıl kadınlarda rahim ağzı kanserinin sebebi ise erkeklerde de penis kanserinin önemli bir sebebidir. Ne var ki sünnetli toplumlarda penis kanserine pek rastlanmaz. Çünkü kanser gelişecek olan sünnet derisi iç yüzü bu işlemle tümden çıkarılmaktadır. Dolayısı ile sünnetli toplumların penis kanserinden pek korkmasına gerek kalmamaktadır. Amerika’da her yıl 300 kadar erkek penis kanseri nedeniyle hayatını kaybettiği rapor edilir. Genel sıklığı en az 100.000’de 0,1 ile Yahudi toplumundadır. Bilindiği üzere Yahudiler inançları gereği erkek bebekleri doğar doğmaz sünnet ederler. Ne kadar erken yaşta sünnet yapılırsa kanser gelişim riski de o derece azalmaktadır. Sünnet olmak dışında genital bölgenin hijyeni de hem HPV yerleşme ihtimalini hem de kanser gelişim riskini azaltan bir unsurdur.

AĞIZ BOĞAZ KANSERLERİ:

Eğer oral seks yolu ile kadın veya erkeğe yüksek riskli onkojenik HPV tipleri bulaşmışsa bu virüsler boğaza kadar ilerleyerek burada da kanser gelişimini tetikleyebilmektedir. Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre de farinks yani boğaz kanseri gelişim sıklığı ve kanserlerde HPV DNA’sı saptama olasılığı her geçen yıl artış göstermektedir.

ANAL BÖLGE KANSERLERİ:

HPV yüksek riskli onkojenik tipleri anal bölgeye yerleşerek burada da kanser gelişimini tetikleyebilmektedir. Son yıllarda artış göstermektedir. Anal bölgede siğil saptanan kadın veya erkeklerde mutlaka smear ve HPV DNA taramaları yapılmalıdır. Yine homoseksüel ilişkiye girdiğini deklare eden erkeklerde de anal siğil olmasa dahi düzenli smear taramaları yapmak akıllıca olacaktır.

bottom of page